31 Ekim 2014 Cuma

BAŞSAĞLIĞI


          
  BAŞSAĞLIĞI
Cumhuriyetimizin 91. Yılında ülkemiz;
 Cumhuriyetin kendini savunma hakkının gasp edildiği, 
Ülkenin sınırlarının kevgire dönüştürüldüğü, Ulusun yargısı, akademisi, meslek odası, sendikalarının Yeni-Osmanlıcı din taciri çeteler tarafından tahrip edildiği,
Yurttaşlarımızın devletsizleştirilerek sahipsizleştirildiği ve yaşam güvencelerinin kalmadığı,
Dışta ve içte güvenliğimizin sigortası olan askerlerimizin sokak ortasında kalleşçe katledildiği
İşçimizin düşük ücretle, güvencesiz ve her dakika ölümle burun buruna çalıştırıldığı
Maden işçilerimizin Somada gazla, Ermenek'te su ile boğulduğu,
Son olarak Yalvaçta Tarım işçilerimizin devrilen otobüsün altında ezilerek katledildiği,
İktidarıyla ve ülkemizin yıkıma sürüklenişini yalnızca seyreden muhalefetiyle; Siyaseti yalnızca egemenler için yapan, siyaset yaptıkça zenginleşip, diktatörleşenlerin, tüm bu cinayetleri “işin fıtratından” saydıkları bir yıkıma sürüklenmiştir.
 Bu süreçte gazla, suyla, bir lokma ekmek için otobüslerin altında kalarak veya sokak ortasında PKK'lı hainlerce katledilenlerin sorumluları; TBMM’de koltuklarını ve ceplerini şişiren binlerce TL’yi yitirmemek için Parti Lideri sözde diktatörlerin önünde el-pençe divan duranlardır.
Zenginleşmek için siyaset yapan, siyaset yaptıkça zenginleşen, halkı yalnızca seçimlerde hatırlayanlar tarafından Katledilen işçilerimize, askerlerimize, Tanrıdan rahmet, başta aileleri olmak üzere tüm ulusumuza başsağlığı diliyoruz.

YÖNETİM KURULU ADINA                          Mahmut ÖZYÜREK
                                                                          Ulusal Eğitim Derneği  
                                                                           Isparta Şubesi Başkanı

29 Ekim 2014 Çarşamba

ERMENEK’TE YAŞANAN FACİANIN SORUMLULARI !!!



ERMENEK’TE YAŞANAN FACİANIN SORUMLULARI !!!

Yalnız cumhuriyetin değil, cumhurun kendini savunma hakkının gasp edildiği
Cumhuriyetin Yıkımından madencinin payına Somada yanmanın,  Ermenek’te boğulmanın düştüğü,
İş cinayetlerinin işin fıtratından sayıldığı,
Siyasetin zenginler için yapıldığı,  siyaset yapanların zenginleştiği,
Siyasetçinin; kirli ve kanlı tezgâhın bıraktığı delilleri temizlemek için cinayet alanına koştuğu,
Bu ortamda göçmekte olanın birer emek cehennemine döndürülen maden ocakları değil, Cumhuriyet olduğu bu süreçte,
SOMA’DA OLDUĞU GİBİ, ERMENEK’TE YAŞANAN FACİANIN SORUMLULARI, özelleştirmeci, serbest piyasacı Egemenler, Avrupa Birliğinin kapısında nöbet tutan, NATO’dan barış bekleyen tüm siyasi partiler ve koltuğu kaybetmemek adına bu katliama, cinayete suskun kalan siyasetçilerdir.
ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ ISPARTA ŞUBESİ

“Cumhuriyetimizin 91.Yılını, Bağımsız Türkiye Cumhuriyetinin doğum günün kutluyoruz



BASIN AÇIKLAMASI
Cumhuriyetimizin 91. yılına,
Sevr'i hortlatmak, Lozan’ı yok etmek için Türk Ulusal Bağımsızlık ve Aydınlanma Devrimine düşmanlık güden sömürgecilerle, Vahdettin'leri "ecdatları" sayan işbirlikçilerinin ihanetlerinin zirve yaptığı,
Başta ulus-devlet ve bağımsız Türkiye olmak üzere, 1923 Devrimini ortadan kaldırmak için uygun ortam yaratılmaya çalışıldığı, kurtuluş Savaşımızın tüm kazanımlarının yok edildiği,
Ülke ve ulusumuz için yaşamsal önem taşıyan“ Yurtta Barış, Dünyada Barış” ilkesinin tersyüz edilip “yurtta ve dünyada savaş” çığlıklarının atıldığı,
Eşkıya başına af,  yurttaşlarımızı birbirine düşman etmek amaçlı etnik ve mezhepsel ayrışmanın körüklendiği,  yerel yönetimleri Orta Çağın feodal beyliklerine dönüştürüp Türkiye’yi Selçuklu ve Osmanlı’nın çöküş dönemlerindeki “fetret” (yönetilemezlik) ortamına düşürme amaçlı yasaların peş peşe uygulamaya konulduğu, Hukuku ve adaleti katletmek için her türlü komplonun pervasızca uygulandığı,
 Bir siyasi iklim ortamında ulaştık.
Bu siyasal iklim ortamına gelmemizin nedenleri ve sorumluları ise bellidir.
İktidar ve muhalefetiyle Cumhuriyetle Kemalizm i birbirinden ayırarak, Kemaliz mi basit bir Batılılaşma veya çağdaşlaşma hareketi olarak algılayan ve halkın böyle algılamasına neden olanlar,
Kemalist Cumhuriyetin “emperyalizme karşı verilen bağımsızlık savaşı sonunda çağdışı bir düzeni yıkarak yerine devrimci bir cumhuriyetin kurulması” olduğu tarihsel gerçeğini unutturanlar,
Atatürkçülüğün, özünde Kemalist cumhuriyetin savunuculuğu değil,  yalnızca laikliği, çağdaşlığı savunan göstermelik bir makyaj, devrimci tam bağımsızlık rotasından çıkartılmış düzenin savunuculuğuna indirgeyenler,
Türkiye’de gericiliği ayakta tutan esas gücün emperyalizmin varlığı olduğu, Emperyalizmi yıkmadan gericiliği ayakta tutan geri toplumsal ilişkileri ortadan kaldırmanın olanaksızlığı gerçeğini yadsıyarak, NATO’nun, Avrupa Birliğinin kucağına oturarak gericiliğe karşı mücadele verdiğini söyleyen sahte Atatürkçüler, Bu günkü siyasal iklime gelişimizden en az Atatürk düşmanı dinci gericiler kadar sorumludurlar.
Kısaca Atatürkçülüğün köhnemiş düzen, gericilik ve emperyalizmle ödün vermeden mücadele eden bir devrimci hareket olduğunu gerçeğini anlayıp anlatmayanlar,  Cumhuriyetle Kemalizm’i karşı karşıya getirerek, 6 Ok’un birlikte ve bütünlüklü olarak Cumhuriyet olduğunu gerçeğini görmezden gelenler sorumludurlar. 
Tüm bunlara karşın, Mustafa Kemal Atatürk öncülüğü ve önderliğinde, emperyalizme karşı verilen bağımsızlık savaşının sonucu olarak kurulan çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ni Sevr’i hortlatmak, Lozan’ı yok etmek için çabalayan “çok zayıf beyinli bahtsızlar” bu cumhuriyetin kurucusu olan Türk ulusunun tüm ögeleri arasındaki yıkılmaz dayanışma karşısında yenilgiye uğramaları kaçınılmaz sonuçtur.  Kurtarıcımız ve kurucumuz M. Kemal Atatürk’ün söylemiyle; “Temeli büyük Türk milletinin ve onun kahraman evlâtlarından oluşan büyük ordumuzun vicdanında, akıl ve bilincinde kurulmuş olan cumhuriyetimizin ve milletin ruhundan doğmuş ilkelerimizin, bir vücudun ortadan kaldırılması ile bozulabileceği fikrinde bulunanlar, çok zayıf beyinli bahtsızlardır. Bu gibi bahtsızların, cumhuriyetin adalet ve kudret pençesinde lâyık oldukları davranışla karşılaşmaktan başka talihleri olamaz.” (1926 İzmir suikast girişiminden sonra Anadolu Ajansı’na verdiği demeçten)
Bilelim ki Türkiye Cumhuriyeti, 91 yıl önce, şimdiki sultanlık heveslilerinin o günkü öncüllerince değil; doğudan batıya, kuzeyden güneye her dil, din, inanç ve kültürden gelen yoksul halkımızın Bağımsızlık ateşiyle kuruldu. O gün olduğu gibi bugün de ulusa ihanet içinde olanlar, bölgeyi vatansızlaştırmaya çalışanlara karşı aynı Bağımsızlık ateşi, Türkiye’mizin tek ve en büyük gücüdür. Bu duygularla Atatürk Cumhuriyetinin 91. Yılını, Bağımsız Türkiye Cumhuriyetinin doğum günün kutluyoruz.
YÖNETİM KURULU ADINA;                                                            Mahmut ÖZYÜREK
                                                                Ulusal Eğitim Derneği 
                                                                   Isparta Şube Başkanı

28 Ekim 2014 Salı

BU ÇOCUK DAHA DOĞUMUNDA GAYRİMEŞRUDUR



BASIN KURULUŞLARIMIZA VE KAMUOYUNA
28 Ekim tarihli Isparta yerel basınında 1995 yılında kurulan, Atatürkçü Düşünce Derneği Isparta Şubesinin; ADD Genel Merkez Genel Kurul kararı ile kapatıldığını, yerine” “ADD Gül Isparta Şubesi olarak yeni bir Şube’nin açıldığını öğrendik.
ADD Gül Isparta Şubesi Geçici Yönetim Kurulu”, Basın mensupları ile yapılan “kahvaltılı basın toplantısı”nda yaptığı açıklamalarda basın temsilcilerine Atatürkçü kamuoyunu yanıltacak, gerçek dışı, doğruları saptıran kimi açıklamalarda bulunmuş.
Gerek Basınımızın, gerekse kamuoyunun gerçekleri bilip, öğrenmesi amacıyla aşağıdaki açıklamanın yapılması zorunluluğu doğmuştur.
Öncelikle belirtmeliyiz ki, Atatürkçü mücadelenin, Kemalist/Atatürkçü ve devrimci örgütlerin meşruluğunu yok etmek, örgütleri itibarsız ve değersiz kılmak, halkın gözünde onları şaibeli, tartışmalı hale getirmek için on yıllardır Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığı tescilli karşı devrimci kişi ve örgütlerin hedefinde olduğu bilinir bir durumdur. Bu kampanyaya kişilikleri ve kimlikleri çok iyi bilinen “özel görevli”,“Atatürkçü !” maskeli kimilerinin katılmış olması hiç de yadırganacak bir durum değildir. Bunlara Cumhuriyet tarihinin ihanet çöplüğünde sık sık rastlanıldığı hafızalardadır.
Anlaşılmayan 1995 te kurulan, yüzlerce Atatürkçünün emeği ve ödediği bedellerle yüceltilerek 2013 yılına kadar getirilmiş olan ADD Isparta Şubesi;
1.    -Karşı devrimcilerle yani Atatürk düşmanı kimi kişilerle bir araya gelerek, onlarla aynı yol ve yöntemleri kullanarak,  ADD Yöneticilerine onların ağzıyla saldırarak, pervasızca,  şaibeler yaratıp düşmanlık saçarak ele geçirdikleri ADD Isparta Şubesi niçin kapatılmış/kapattırılmıştır?
2.    Biz önceki yönetimlerle de kırgınlıkları gidermek için yoğun çaba harcadık. Ama yaşananlar geride kaldı. Şimdi ADD Gül Isparta Şubesi olarak ardımıza bakmadan çalışmalarımıza devam edeceğiz” diyerek, kendi yarattıkları bataklığın pisliğini önceki yönetimlere bulaştırmaya çalışmaktadırlar. Bu en hafif söylemle ”akli melekeleri erozyona uğramış zavallılığın” şarlatanlığın tartışmasız  göstergesidir. Bizler Kemalizm’i ret ve inkâr eden özel görevlilerle aynı siyasi iklimde olmayı  “düşkünlük” olarak algılar ve değerlendiririz.
3.     Yapılan açıklamada,  Yeni bir çocuk doğdu. Artık Isparta’daki faaliyetlerimize Gül Isparta Şubesi ile devam edeceğiz” deniliyor.  ADD Isparta Şubesini hukuk dışı yöntemlerle ele geçirerek katledenler, şimdi “gayrimeşru” olarak “Gül Isparta ADD” adıyla  “yeni bir çocuğu” ortaya sürmüşlerdir. BU ÇOCUK DAHA DOĞUMUNDA GAYRİMEŞRUDUR. Çünkü hukuk, ahlak, dışı yöntemlerle kapattırılan önceki şubenin yerine,  aynı adla yeni bir şube kurulması dernekler yasasına göre olanaksızdır. Bu nedenle yasaya karşı hile-hülle yapılarak adının başına “gül” eklenerek, yasalar yok sayılmış, Kemalist-Devrimci ilkeler ayaklar altına alınmıştır. Yasalara karşı hile-hülle yapılarak bu eylemi gerçekleştirenler Isparta’daki Atatürkçüleri de hile ile aldatıp kandırabileceklerinin hesabı ve düzenbazlığı içindedirler.
4.    ADD Isparta Şubesi önceki yöneticileri olarak bizler;  Hukuksuzlukta, ahlaksızlıkta, sorumsuzlukta, saldırganlıkta, suçlamakta sınır tanımayan, her yaptığı hukuk dışı olan, ADD Genel Merkezini de yalan, karalama ve iftiralarına ortak eden bir gurubun 2013 yılı başlarında “özel çaba ve özel yöntemler kullanarak” Atatürkçü Düşünce Derneği Isparta Şubesini yok etme girişimlerine karşı hukuk ve adalet zemininde mücadele verdik.
5.    Bu hukuk mücadelesini kaybedeceğini anlayanlar, ADD Genel Merkez Genel Kurulunda ADD Isparta şubesinin kapatılmasına ve yine bir “takiyye” ile  “ADD GÜL ISPARTA ŞUBESİ”NİN açılmasına ortam hazırlamışlardır.
6.    Yani kişiler aynı, zihniyet aynı, amaç aynı ama derneğin adının başına “GÜL” kondurarak Atatürkçülerin aklıyla alay edilmektedir..
7.    Bu yalnızca bir ad değiştirme değildir. ADD Isparta Şubesinin 1995-2013 arasındaki mücadelesini, Kemalist hafızasını/belleğini silme, hafızasızlıktan medet umma operasyonudur. Yaşananların doğru hatırlanmasından rahatsız olmak genellikle geçmişiyle sorunlu,  geçmişiyle barışık olmayanların veya en azından yapılanın-edilenin anımsanmasını, bilinmesini istemeyenlerin işidir.
8.     Bu Operasyon, aynı zamanda Atatürkçülüğün fantezileştirilerek karikatürleştirildiği,  günü kurtarmak için “varmış gibi” sözde eylemler yaparak, Atatürkçülüğü kaplıcalarda, hamamlarda, piknikte  “onuncu yıl marşı” söylemeye indirgeyerek,  şarkılı- danslı ortamlarda boy göstererek yapılabileceği anlamındaki seviyesiz kültürün ADD’ ye egemen kılınmasıdır.
9.    Atatürkçülerin veya Atatürk adına hareket eden herkesi hamam- kaplıca kültürünü Atatürkçülük olarak topluma yutturacağını sanan, mücadele içinde bedel ödemiş Atatürkçülere akıl yoksunu yakıştırmalarda bulunanlara anımsatalım,
                   Adının başına “gül” kondurularak Atatürkçü olunmuyor! Atatürkçülük, emperyalizme, dinci faşizme karşı, ülke ve ulus yararı açısından ciddi sonuçlar almak için yapılan devrimci bir mücadelenin/savaşımın adıdır. Günümüzde giderek keskinleşen bu savaşım sürecinde; taklitle, takiyye ile veya sahte görüntülerle, günü kurtarmak için “varmış gibi” sözde eylemlerle Atatürkçü Düşünceden çözüm bekleyen yığınları oyalamak Atatürkçülüğe karşı yapılabilecek en pervasız ihanettir.
GÜL ADD Şubesi kurucularının, 2012 yılından bu yana ADD’ ye, Atatürkçülüğe  karşı yaptığı bunca tahribat ve erozyondan sonra bulanan ortamın, yaygınlaşan ölçeksizliğin, seviyesizliğin aşılmasının, Emperyalist kuşatma, kurumlaşma ve saldırılara karşı Kemalist direncin büyütülmesinin yolu; adının başına “Gül” kondurmak değil, bu yıkımı, bu erozyonu daha da büyütmeden Atatürkçü/devrimci siyasal iklim ortamını terk etmeleridir.   Basınımıza ve kamuoyuna saygı ile duyururuz. 28.10.2014
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ ISPARTA ŞUBESİ
ÖNCEKİ YÖNETİM KURULU ÜYELERİ

O.Mümtaz ÇAPÇI - Feray SELEK - Abdullah GÖKTAŞ -Muhittin PEKER  -   Niyazi ÇAMURCU -Vedat HALICIOĞLU