28 Kasım 2015 Cumartesi

Lozan’ın son kullanma tarihi ve petrol-maden çıkaramazmışız" yalanı:



Cumhuriyet düşmanlarının palavraları bitmiyor: Şimdi de kulaktan kulağa yaydıkları yeni bir yalan dolaşıyor her yerde: Neymiş! 2023'te Lozan antlaşması sona erecekmiş! Lozan Antlaşması’nda petrolleri ve madenleri çıkarıp işletme hakkımız elimizden alınmışmış! 2023'ten sonra bu hakka kavuşacakmışız! Tamamen kuyruklu yalan.

Birincisi:

Lozan Antlaşması "son kullanma" tarihi olan bir anlaşma değildir. Lozan antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti’nin "tapusudur" ve Türkiye cumhuriyeti var oldukça var olacaktır. ( yakın tarihin en uzun süredir devam eden anlaşmasıdır). 
Kurtuluş savaşı ile Türkiye’yi bölüp parçalamayı amaçlayan Sevr Antlaşması’nı yırtıp tarihin çöp tenekesine atan Atatürk ve arkadaşları onun yerine Türkiye’nin "tam bağımsızlığını" tüm dünyaya tescil ettiren Lozan Antlaşması’nı onaylamışlardır. (Lozan’ın eksiklerinin yüzde doksanını (Lozan’da elde edemediklerimizi) Atatürk ölmeden önce tamamlamıştır.) 
Lozan’ın "son kullanma tarihi" olduğunu iddia edenler ve bu salakça iddialarına taraftar toplamaya çalışanların amacı Türkiye Cumhuriyeti’ni bölüp parçalamaktır. Lozan’dan rahatsız olanların yeniden Sevr hayali gören Türkiye cumhuriyeti düşmanları olduğu unutulmamalıdır.

İkincisi:

Lozan’da "gizli protokol" diye bir şey imzalanmamıştır. Bu "İngiliz istihbaratının Türkiye görevlisi" olan Kadir Mısırlıoğlu adlı Türkiye Cumhuriyeti düşmanı "yobazın" uydurmasıdır.

Üçüncüsü:

Lozan’da "petrollerin ve madenlerin 2023'e kadar çıkarılmaması" diye bir madde de yoktur. Nitekim 1923-1950" arasında Türkiye Cumhuriyeti madenlerini çıkarmış, işlemiş ve satmıştır. Bu amaçla bizzat Atatürk Etibank’ı kurdurmuştur. Maden tetkik arama enstitüsü (MTA)'nın kuruluş amacı da madenleri bulup, çıkarmaktır. Türkiye Atatürk döneminde maden sanayine dayanan ağır demir-çelik sanayini kurmuştur. Örneğin Karabük Demir Çelik kombinası kurulmuştur. Türkiye Atatürk döneminde, bazı madenlerin çıkarılıp işlenmesi konusunda dünya liderliğine yükselmiştir. Bazı madenlerin çıkarılıp işlenmesinde artış yüzde 600 kadardır. (bu konuda ayrıntılar için bkz. Sinan meydan, akl-ı kemal, 3. cilt)

Dördüncüsü:

Türkiye petrol ve maden konusunda 1950-1960 arasında Adnan Menderes’in Demokrat Partisi döneminde ABD’ye büyük tavizler vermiştir. 1950-1960 yılları arasında Adnan Menderes’in Demokrat Partisi’nin ABD ile imzaladığı sayısız ikili anlaşma ile (bunların bazıları yazılı bile değildir, sözlüdür) Türkiye birçok madenlerinin ve petrollerinin çıkarılıp işletilmesini ABD’ye bırakmıştır. Demokrat Partinin ABD ile imzaladığı 1954 tarihli petrol anlaşması Türkiye’nin petrol aramasını ve bulduğu petrolü işlemesini ABD onayına bırakmıştır. Bu anlaşma ile Petroların özelleştirilmesinin de önü açılmıştır. İnönü, bu anlaşmayı "kapitülasyon anlaşması" diye adlandırmıştır.

Son söz:

Sonuç olarak: 1923 tarihli Lozan antlaşması Türkiye’nin bağımsız olmasını sağlamış, 1950-1960 arasında Adnan Menderes’in demokrat Partisi’nin ABD ile imzaladığı sayısız ikili anlaşma ise Türkiye’nin yeniden bağımlı olmasını sağlamıştır. (bu konuda bütün ayrıntılar akl-ı kemal, 3. cilt adlı kitabımdadır)

Düşündürücü olan nokta:

Türkiye cumhuriyeti düşmanlarının gerçeği adeta tersyüz ederek, yalan yazarak, yalan söyleyerek genç kuşakları kandırmayı başarmış olmalarıdır. Her duyduğuna inanan "fecebook ve twitter budalası" genç kuşakların da bunda katkısı yok değildir hani...
Yazık!... Çok yazık!...
Sinan Meydan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder