25 Kasım 2015 Çarşamba

ÖZGÜRLEŞİN -Öğretmenler Günü nedeniyle siyaset dersi vermeye kalkışan dostlara-



Özgürleşin sevgili dostlarım, klişelerle düşünmekten kurtulun.
24 Kasım da öğretmenlerin günüdür 5 Ekim de. 16 Mart da öğretmenlerin günüdür 17 Nisan’da. 23 Nisan da öğretmenlerin günüdür 19 Mayıs da… Daha sıralayayım mı?
Öğretmenlerin zorlu görevleri varken nerelere takılıyorsunuz bir düşünün. Horoz dövüşü değil bu. Koskoca bir tarih, bize öğretmeye devam ederken, “benden örnek alın, benden ders çıkarın” derken siz yaşadığımız gerçeği bir tarafa bırakarak tarihin çöplüğüne gömülmüş, kokuşmuş bir uğursuz döneme takılıp kalıyorsunuz.
Böyle uğursuz dönemlerimiz çok bizim. Asıl olan, o bataklıklarda fışkıran güzellikleri sahiplenebilmektir. 17 Nisan 1940 sevinci; 40’lı yılların amansız karanlığında doğmadı mı? Onu da “tek parti diktatörlüğü getirdi” diye yadsıyın bari; o görkemli Köy Enstitüleri efsanemizi; bir ışığımızı daha söndürün.
Gerçeğin devrimci olduğunu, gerçek istediği kadar bize göre yanlış olsun, o yanlışlıkların üstesinden gelme fırsatı verdiği için devrimci olduğunu unutmayalım. Gerçeği doğru algılayarak, ondan çıkaracağımız sonuçlarla, edineceğimiz bilgilerle gerçeği doğruya yönlendirmek için çabalamaktır doğru olan. Çünkü gerçeği kabullenmezseniz, hayatı hayallerinizle algılamaya, anlamaya çalışırsanız doğal olarak ona uygun çözüm arayışınız olur ve gittiğiniz yer de düş kırıklığıdır kesinlikle.
Gerçeğin sahnesinde yaşananları, olayları, oyuncuları, nesneleri, figüranları, olayların arkasını görmek size kalmış, aklınıza.
Gerçekten uzaklaşınca gideceğiniz yer, 12 Eylül’den hesap sorma zavallılığının komedisinin peşine düşmek olur. Bunun da çok örneğini gösterdi bize yakın tarih ve gerçek: “Yetmez ama…” “…kandırıldık…”
Yine de yolunuz açık ola, tasarlanan yeni anayasa 12 Eylül’ün ürünü diye 24 Kasım’ı kaldırınca alkışlayın emi… Ama onu alkışlarken nelerin köküne kibrit suyu ekildiğini de alkışlayacaksınız, unutmayın. Anımsatayım dedim hani, anayasa oylamasında da bu adamlar 12 Eylül’den hesap soruyor saflığıyla var olan görece hukukun bile katledilmesi alkışlanmıştı.
24 Kasım bir gerçek, üstelik Atatürk adına Atatürk’ün devrimci Cumhuriyetini yok edenlerin kullanmaya çalıştığı bir gerçek. Siz 24 Kasımı yok sayarken özgürlük düşmanlarının oyununa gelmiş olduğunuzu hâlâ fark edemediniz mi? Gerçeği yok sayarak devrimci olamazsınız; o gerçek ki toprağımızdan bilgisizliğin kökünü kazımayı amaçlayan, o günlere göre çok önemli, çok değerli olan Millet Mekteplerinin Mustafa Kemal Atatürk’ü başöğretmen kabul etmesidir. Şükran ona.
Öner YAĞCI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder