10 Aralık 2015 Perşembe

ŞAKA DEĞİL GERÇEK! HATAY SATILDI!..



Yabancılara toprak satışını düzenlenen kanunla birlikte 25 dönümden 300 dönüme çıkarıldı. Çıkarılan kanunun ardından Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün Ocak 2012 verilerine göre Hatay’da 1974 yabancıya, 1320 parselde toplam 3 milyon 722 bin 824 metrekare toprak satıldı. 5 milyon 556 bin metrekare bir alan sahip olan Hatay’ın bu satışlarla birlikte yarıdan fazlası yabancıların eline geçmiş oldu.
Milli Gazete’den Fatih Yedier’in haberine göre Hatay’ın yarıdan fazlasının yabancılara satılması tesadüf değil. Bölgede yaşanan sıcak gelişmeler sürerken, toprak alımlarının devam ettiği belirtiliyor. Benzer bir durumun Urfa için de geçerli...
NEDEN HATAY?
Hatay, hem Yahudiler hem de Hıristiyanlar tarafından kutsal kabul edilen çok sayıda yerleşim yerini içinde barındırıyor. Dünyanın ilk mağara kilisesi ve Hıristiyanların en önemli ibadet mekanlarından olan St. Pierre Kilisesi, Hatay’da bulunuyor.
Vatikan’dan sonra Hıristiyanların ikinci hac yeri ünvanını taşıyan bu kilise yakın bir süre önce restorasyona alındı. Antakya Musevi Havrası Vakfı da iki tarihi konutu restore ettirerek, buraları şehre gelecek Yahudilerin için "Antakya Musevi Konuk Evi"ne dönüştürdü.
Bu kapsamda 2005 yılında Hatay’da I. Hatay Medeniyetler Buluşması adı altında bir toplantı düzenlenmiş beş gün süren toplantının açılış konuşmasını İstanbul Rum Ortodoks Patriği Bartholomeos yapmıştı. Toplantıya dünyadan çok sayıda din adımı katılmıştı.
Hatay’da farklı inanç gruplarına mensup vatandaşların yaşıyor olması, Hatay’ı medeniyetlerin ve inançların birleştiği bir yer olarak göstermek isteyenler için bulunmaz bir fırsat sunuyor. Ne yazık ki yetkililer de yaptıkları çalışmalarla, ifsad faaliyetlerine çanak tutuyor.
TÜRKİYE’NİN YÜZDE 10’U GÖZDEN ÇIKARILMIŞ DURUMDA
Eskiden bir ilin en fazla binde onu satılabilirken günümüzde ise bu oran Türkiye’nin yüzde 10’unu geçmez diye değiştirildi. Yani Türkiye’nin bu manada yüzde 10’u gözden çıkarılmış durumda.
Hatay’ın yarıdan fazlası satılırken Konya arazilerinin ise yüzde 7’si yabancılara satıldı. Yabancılara satış konusunda belirlenmiş sınır, il yüzölçümünün yüzde 05 iken bu sınır Hatay’da yüzde 040 ile aşıldı. Özellikle Suriye’de yaşanan gelişmeleri fırsat bilerek bölgedeki arsaların el değiştirdiği ifade ediliyor.
Hatay başta olmak üzere Urfa’da da benzer alımların gerçekleştiği kaydediliyor.

***
 

Mustafa Pamukoğlu'nun mütekabiliyet yasası üzerine yazısı.
TBMM'de Tapu Kanunu'nun 35 ve 36. maddelerinde değişiklik yapan yasa ile yabancıların ülkemizde gayrimenkul alımları daha kolaylaşmış olacak. Bugün bu hususta geçmiş dönemlerdeki düzenlemeler ve yeni yasanın getirdiklerini size aktarmak, bir başka yazıda da bu husustaki görüş ve eleştirileri yazmak istiyoruz.

Yabancılara mülk satışı Osmanlı zamanında 1854 yılında ilk kez gündeme geldi. Osmanlı, 1854 yılında dış borçlanmaya başladığında borç veren ülkeler Osmanlı'ya yabancılara mülk satışının serbest bırakılması hususunda baskı yaptılar. Bunun üzerine 8.6.1868 tarihinde bu olanak yabancılara sağlandı.

1924 yılında 442 sayılı Köy Kanunu'nun 87. maddesi uyarınca yabancıların köylerde gayrimenkul almaları yasaklandı.

1934 yılında Tapu Kanunu'nun 35. maddesi ile 30 hektarı aşmamak ve karşılıklılık (mütekabiliyet) şartı ve bazı sınırlamalar ile yabancılara mülk edinme hakkı tanındı. 2008 yılına kadarki dönemde bu düzenleme geçerli olmuştur.

1984 yılında Anavatan iktidarı 3029 sayılı yasayı çıkardı. Bu yasada mütekabiliyet şartı yoktu. Anayasa Mahkemesi bunu ulusal çıkarlara aykırı olduğu gerekçesi ile iptal etti. Bunun yerine 3278 sayılı yasa çıkarıldı ki bu da aynı gerekçelerle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. AKP, 2003 yılında 4875 ve 4916 sayılı yasaları, 2005'te 5444 ve 5782 sayılı yasaları çıkardı. Tüm bu yasal düzenlemeler Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildi.

2008 yılında, 3.7.2008 tarih ve 5782 sayılı Yasa ile Tapu Kanunu'nun 35 ve 36. maddeleri değiştirildi. 30 hektar ve karşılıklılık ilkesi korunarak halen uygulanan ve yeni yasa ile değiştirilen hüküm yürürlüğe girdi. Şimdi ise bu değiştirilmekte, yeni yasal düzenlemeler getirilmiş olmaktadır.

Gerçek kişiler için yeni yasa ile getirilen ve 2008'deki düzenlemeyi değiştiren hususlar şunlardır:

1- İşyeri ve mesken olma koşulu,

2- İmar planı içinde olma ve bu amaçla tescil edilme şartı,

3- Karşılıklılık (mütekabiliyet) şartı kaldırıldı.

Bunun anlamı orman, göl dahil tarım alanlarından da satış olanağı olacak. Sit alanlarından da satış yapılabilecektir.

Yeni yasa ise şu şartları getiriyor:

1- İlçe bazında yabancıların alacağı gayrimenkul toplamı yüzde 10'u ve kişi başına her halükârda 30 hektar (300 dönümü) geçmeyecektir. Ancak Bakanlar Kurulu bu miktarı 600 dönüme çıkarabilecektir.

2- Yapısız taşınmaz alan yabancılar 2 yıl içinde proje geliştirmek ve yatırım süresinde de yatırımı gerçekleştirmek zorundadırlar.

Tüzelkişilerin mülk edinmelerinde de yenilikler getirildi

1- Uluslararası şirketler de yabancı mülk edinebilecekler.

2- Güvenlik bölgelerinde mülk edinmek yine izne bağlı olacak.

3- Taşınmaz rehini tesisinde veya taşımaz rehininin paraya çevrilmesi kapsamındaki mülkiyet edinimlerinde, şirket birleşmelerinden ve bölünmelerinden doğan taşınmaz edinimlerinde ve özel yatırım bölgelerindeki taşınmaz mülkiyeti ve sınırlı aynı hak edinimlerinde bu izin uygulanmayacak.

4- Bankalarla ilgili olarak 5411 sayılı Bankacılık Kanunu çerçevesinde kredi olarak sayılan işlemler nedeniyle alacaklarının tahsili amacıyla edindikleri taşınmazlarda da izin alma işlemi uygulanmayacaktır. Ancak bankalar alacaklarına mahsuben almak zorunda kaldıkları taşınmazları üç yıl içerisinde elden çıkarmak zorundadırlar.

Ülkemizde 18.11.2002 tarihine kadar 8.780 arazi, 8226 adet konut satılmıştır. 2002'den bugüne AKP döneminde 24.993 arazi ve 74.813 konut satılmıştır. Cumhuriyet döneminden beri satılan arazi tutarı 10.260 hektardır. Metrekare hesabına göre 2002 yılına kadar satılan toplam taşınmaz alanı yaklaşık 12 milyon m2 iken AKP döneminde 136 milyon m2 gayrimenkul satılmış durumdadır. Bu miktar tüm dönemlerde satılanların yüzde 90'ının AKP döneminde satıldığını göstermektedir.

Bu yasa ile ülkemizin egemenlik hakkı sınırlanmış oluyor mu? Ülkemizden toprak alan yabancıların ekonomik anlamda güçlenmeleri siyasi sonuçlar doğurur mu? Zaten 30 hektar şartı korunuyor, korkmamak gerekir şeklinde düşünmek mi uygun? Karşılıklılık ilkesi elimizi zayıflatan bir şey mi yoksa siyasi manevra sağlayıcı bir araç mı? İsrail'de toprakların yüzde 92'si devlete ait iken İsraillilerin bizden toprak alması ne kadar doğru? Körfez ülkelerinden bir çakıl taşı almak mümkün değilken Arapları baş köşelerde görmek ne kadar anlamlı? Bu yasanın çıkmasını ABD mi istedi? İnşaat sektörü bundan ne kadar yararlanacak? Cari açığa ne kadar faydası olacak? Bütün bu soruların cevabını başka bir yazıda irdeleyeceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder